Tebrik…

Cum/Ağu/2007

gece-ay.gif

Miraç Kandiliniz Mübarek olsun.

Hayırlara Vesile Olur İnşaallah…

Gülümseyin…

Cum/Ağu/2007

bebek1.jpg

     Her ne kadar ihmal edilse de günümüz koşullarında yolda yürürken, marketteyken, konuşurken,otururken, kalkarken insanlara gülümsemek ihtiyaç haline geldi neredeyse…

     İhtiyaç haline gelmesini de biz şuna bağlıyoruz.

     Birincisi, ‘yandım’lı, ‘öldüm’lü, ‘bittim’li bunalım şarkılar ve psikolojisi bozulmuş olduğu halde bununla yetinmeyip insanlara sürekli negatif salgı salgılamaya çalışan tehlikeli vakalar.

Evet!                                                                                                                                                  

     İşte bu iki sebep yüzünden insanlar artık gülmeyi bırakalım, gülümseyemez olmuşlar.Yolda kendi başına yürürken insanlara pozitif salgı aşılamak amacıyla gülümseyen iyi niyetli bir insan gördüğümüzde artık deli sandığımız için aslında biz de biraz çekiniyoruz gülmekten…

     Bir kişinin gülmesiyle dünya değişir aslında…

     İnsanlar daha bi’ aşkla, şevkle yaparlar işlerini, daha fazla gönüllerini verirler…

     Böylece bir günde çok şeyler değiştirebilir bu gülücük mevzuu.Bu yüzden hiç çekinmeyin, gülün gitsin en azından siz mutlu olursunuz…

     tebessümlü günler:)  

sevimli-sari.jpg

99999999999999999999999999999999999999999999999999 99
99999999999999999999999999999999999999999999999999 999
99999999999999999999999999999999999999999999999999 999
99999999999999999999999999999999999999999999999999 999
99999999999999999999999999999999999999999999999999 999
99999999999999999999999999999999999999999999999999 999
99999999999999999999999999999999999999999999999999 999
99999999999999999999999999999999999999999999999999 999
999999999999999999999999999

450 basamaklı 🙂

dokuz yüz doksan dokuz senoktokatragintilyon dokuz yüz doksan dokuz senseptenkatragintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sensexkatragintilyon dokuz yüz doksan dokuz senkenkatragintilyon
dokuz yüz doksan dokuz senkattuorkatragintilyon dokuz yüz doksan dokuz sentrekatragintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sendokatragintilyon dokuz yüz doksan dokuz senunkatragintilyon
dokuz yüz doksan dokuz senkatragintilyon dokuz yüz doksan dokuz sennovemtrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz senoktotrigintilyon dokuz yüz doksan dokuz senseptentrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sensextrigintilyon dokuz yüz doksan dokuz senkentrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz senkattuortrigintilyon dokuz yüz doksan dokuz sentretrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sendotrigintilyon dokuz yüz doksan dokuz senuntrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sentrigintilyon dokuz yüz doksan dokuz sennovemvigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz senoktovigintilyon dokuz yüz doksan dokuz senseptenvigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sensexvigintilyon dokuz yüz doksan dokuz senkenvigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz senkattuorvigintilyon dokuz yüz doksan dokuz sentrevigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sendovigintilyon dokuz yüz doksan dokuz senunvigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz senvigintilyon dokuz yüz doksan dokuz sennovemdesilyon
dokuz yüz doksan dokuz senoktodesilyon dokuz yüz doksan dokuz senseptendesilyon
dokuz yüz doksan dokuz sensexdesilyon dokuz yüz doksan dokuz senkendesilyon
dokuz yüz doksan dokuz senkattuordesilyon dokuz yüz doksan dokuz sentredesilyon
dokuz yüz doksan dokuz sendodesilyon dokuz yüz doksan dokuz senundesilyon
dokuz yüz doksan dokuz sendesilyon dokuz yüz doksan dokuz sennovemtilyon
dokuz yüz doksan dokuz senoktotilyon dokuz yüz doksan dokuz senseptentilyon
dokuz yüz doksan dokuz sensextilyon dokuz yüz doksan dokuz senkentilyon
dokuz yüz doksan dokuz senkattuortilyon dokuz yüz doksan dokuz sentretilyon
dokuz yüz doksan dokuz sendotilyon dokuz yüz doksan dokuz senuntilyon
dokuz yüz doksan dokuz sentilyon dokuz yüz doksan dokuz novemnonagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktononagintilyon dokuz yüz doksan dokuz septennonagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sexnonagintilyon dokuz yüz doksan dokuz kennonagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz kattuornonagintilyon dokuz yüz doksan dokuz trenonagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz dononagintilyon dokuz yüz doksan dokuz unnonagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz nonagintilyon dokuz yüz doksan dokuz novemoktogintilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktooktogintilyon dokuz yüz doksan dokuz septenoktogintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sexoktogintilyon dokuz yüz doksan dokuz kenoktogintilyon
dokuz yüz doksan dokuz kattuoroktogintilyon dokuz yüz doksan dokuz treoktogintilyon
dokuz yüz doksan dokuz dooktogintilyon dokuz yüz doksan dokuz unoktogintilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktogintilyon dokuz yüz doksan dokuz novemseptuagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktoseptuagintilyon dokuz yüz doksan dokuz septenseptuagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sexseptuagintilyon dokuz yüz doksan dokuz kenseptuagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz kattuorseptuagintilyon dokuz yüz doksan dokuz treseptuagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz doseptuagintilyon dokuz yüz doksan dokuz unseptuagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz septuagintilyon dokuz yüz doksan dokuz novemsexagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktosexagintilyon dokuz yüz doksan dokuz septensexagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sexsexagintilyon dokuz yüz doksan dokuz kensexagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz kattuorsexagintilyon dokuz yüz doksan dokuz tresexagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz dosexagintilyon dokuz yüz doksan dokuz unsexagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sexagintilyon dokuz yüz doksan dokuz novemkenquagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktokenquagintilyon dokuz yüz doksan dokuz septenkenquagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sexkenquagintilyon dokuz yüz doksan dokuz kenkenquagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz kattuorkenquagintilyon dokuz yüz doksan dokuz trekenquagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz dokenquagintilyon dokuz yüz doksan dokuz unkenquagintilyon
dokuz yüz doksan dokuz kenquagintilyon dokuz yüz doksan dokuz novemkatragintilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktokatragintilyon dokuz yüz doksan dokuz septenkatragintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sexkatragintilyon dokuz yüz doksan dokuz kenkatragintilyon
dokuz yüz doksan dokuz kattuorkatragintilyon dokuz yüz doksan dokuz trekatragintilyon
dokuz yüz doksan dokuz dokatragintilyon dokuz yüz doksan dokuz unkatragintilyon
dokuz yüz doksan dokuz katragintilyon dokuz yüz doksan dokuz novemtrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktotrigintilyon dokuz yüz doksan dokuz septentrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sextrigintilyon dokuz yüz doksan dokuz kentrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz kattuortrigintilyon dokuz yüz doksan dokuz tretrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz dotrigintilyon dokuz yüz doksan dokuz untrigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz trigintilyon dokuz yüz doksan dokuz novemvigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktovigintilyon dokuz yüz doksan dokuz septenvigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz sexvigintilyon dokuz yüz doksan dokuz kenvigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz kattuorvigintilyon dokuz yüz doksan dokuz trevigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz dovigintilyon dokuz yüz doksan dokuz unvigintilyon
dokuz yüz doksan dokuz vigintilyon dokuz yüz doksan dokuz novemdesilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktodesilyon dokuz yüz doksan dokuz septendesilyon
dokuz yüz doksan dokuz sexdesilyon dokuz yüz doksan dokuz kendesilyon
dokuz yüz doksan dokuz kattuordesilyon dokuz yüz doksan dokuz tredesilyon
dokuz yüz doksan dokuz dodesilyon dokuz yüz doksan dokuz undesilyon
dokuz yüz doksan dokuz desilyon dokuz yüz doksan dokuz nonilyon
dokuz yüz doksan dokuz oktilyon dokuz yüz doksan dokuz septilyon
dokuz yüz doksan dokuz seksilyon dokuz yüz doksan dokuz kentilyon
dokuz yüz doksan dokuz katrilyon dokuz yüz doksan dokuz trilyon
dokuz yüz doksan dokuz milyar dokuz yüz doksan dokuz milyon
dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz

 

  BİR ADAM DÜŞÜN…Her tüfek atışında hedefi onikiden vuruyor.Yüzde bir, iki, üç değil, yüzde yüz isabet kaydediyor.”Bu bir tesadüf” diyebilir miyiz?Asla!

     Dünyada her olay nasıl olması gerekiyorsa öyle oluyor.Sayısız ihtimal var oysa.Tam bir uyum, eksiksiz bir düzen görünüyor her yerde.

      satranc.jpg

Tesadüfen olsaydı herşey karmakarışık olurdu.Tesadüfen bir kelime, bir resim, bir kulübe meydana gelemezken, incelenmesi için bile ileri düzeyde bilim gereken şu bitki, şu hayvan, şu insan nasıl meydana gelir! İşte bu gerçekleri bilen insan, ilahi iradenin planını kabul eder, “tevafuk” der böylece kader inancını dile getirir.

Büyük Servetler

Paz/Ağu/2007

deli-manyak.jpg

Bir şehrin en zengini öldüğünde, tellallar sokaklara dökülüp;

“Ey ahali”, diye bağırmışlar. “Biliyorsunuz Veli Efendi öldü. Bir vasiyeti var.
Ahiret hayatına alışabilmek için, kendisine bir günlük yardımcı arıyor.

Kim ki, mezardaki ilk gecesini onunla beraber girerse, Veli

Efendiye ait servetin yarışı kendisine verilecektir.

Ey ahali,duyduk duymadık demeyin….

Tellalların bütün çabasına rağmen kimse bu parlak, fakat

Korkulu vasiyete kulak vermemiş. Ama sonunda, şehrin en fakir sırt
hamallarından birisi çıkmış ortaya. Adamcağız bakmış ki, hayatta zaten
 sırtındaki küfesinden ve ipinden başka bir şey yok. O halde “hamal
 olarak yatıp, ertesi sabah zengin olarak kalkarım” diyerek razı olmuş…
Genişçe bir mezara,iyice kefenlenen zengini ve yanına hamalı yatırmışlar.
Az sonra sual melekleri gelmiş “İkisi de bize emanet” diye konuşmuşlar.
“Zengin nasıl olsa kalacak, şu hamaldan başlayalım.”

Sormuşlar

– “Dünyada malin mülkün var mıydı?”

– “Alay etmeyin” demiş, hamal. “Sırtımdaki küfeden ve ipten

başka hiçbir şeyim olmadığını siz de bilirsiniz.”

– “Peki diye eklemiş melekler, “o ipi ne karşılığında aldın?

Sonra küfeyi ne is gördün de nasıl elde ettin?”

Anlatmış hamalcağız.

– “Beş kişinin malını 10 kurusa taşıdım. İkisini yedim,

Sekizini sakladım. Ertesi gün de ayni isleri yaptım.
Yemedim içmedim, ucuza taşıdım

Ve bunları aldım.”

– Melekler

– *Çık demişler, çık… Olmadı…. Hasan Efendiden aldığın

para, hak ettiğinden çok düşük. Biz ondan bunun hesabini soracağız.

Mehmet Efendiyle de ucuza anlaşmış ve ucuza taşımışsın….”

– İyi ama diye cevaplamış hamal, hak ettigim parayı isteseydim,

Bana taşıttırmazdı. Taşıttırmayınca da aç kalırdım…..”

– “O bizim isimiz” demiş melekler, “nasıl olsa buraya o da

gelecek.Biz senin adına ona sorarız.”

Melekler, hamal’ı sıkıştırmaya devam etmiş.

– “Söyle bakalım, aldığın paranın kaçını yedin, kaçını

sakladın?”

– “On kuruş aldı isem, yarısını sakladım… iki kuruş aldı

isem, bir kurusunu biriktirdim…”

– “Çık” demiş melekler… “Yine olmadı, hem ucuza taşımışsın,

hem de gıdandan kesmişsin… Yani sen, kendi nefsine

zulmetmişsin…Nefsine zulmetmek de günahtır, bilmez misin?…”

– hamalcağız ne cevap vereceğini düşünüp ecel terleri dökerken,

sabah olmuş. Açılan mezardan yukarıya bir bakmış ki, bütün millet orada…

Kadı Efendi ve şehrin mehter takimi da kendisini bekliyor. Bir

kıyamet ki sormayın.”Kutlu olsun” demişler… “Bu gece kimsenin

yapamayacağı bir isi başardın ama bak artik zengin oldun.”

– “Yooo”, diye bağırmış hamal. “İstemem , sizin olsun… Ben ,

Bir iple küfenin hesabini sabaha kadar veremedim, Ya o kadar

Servetim olsaydı,ne yapardım?”

Aynalar Yolumu Kesti…

Paz/Ağu/2007

6-numara.jpg

Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!

Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.

Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!

Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!

Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.

Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.

Günah, günah, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!

Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?

Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;

Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.

-Necip Fazıl-

affet

Sal/Tem/2007

arkasokaklar.jpg

 Affet

Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,

Affet senden habersiz aldığım her nefesten…

 -necip fazıl-

kötülük olmasaydı

Sal/Tem/2007

b595d7116a31994d0d1f880153abfac11.jpg

     KÖTÜYÜ YARATMAK değildir kötü olan, kötüyü işlemektir, dedik.İşleyen de insan…Suçlu olan da insan olur elbette.Eğer kötülük olmasaydı iyilik de anlaşılmazdı, bir anlamı olmazdı iyi olmanın.Çünkü herşey zıddıyla bilinir, karşıtıyla tanınır.Açlık olmasaydı, tokluk anlaşılmazdı.Karanlık bulunmasa ışık bilinmezdi.Soğuk olmasaydı sıcak hiçbir anlam ifade etmezdi…

     Şu halde kötülük de gerekli bir unsurdur, iyilik onunla biliniyor.Güzellik, çirkinlikle birlikte olunca tanınıyor.

     

çiçeğin suya aşkı

Pts/Tem/2007

masalsi.jpg

                                       

günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar.

ilk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabii zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için.

gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki, su’ya aşık olmuştur.

ilk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar, “sırf senin hatırın için ey su” diye…

öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı birşeyler hissetmeye başlamıştır. zanneder ki, çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur.

günler ve aylar birbirini kovalalar ve çiçek acaba “su beni seviyor mu?” diye düşünmeye başlar.

çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle… halbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz.

çiçek, suya “seni seviyorum” der. su, “ben de seni seviyorum” der. aradan zaman geçer ve çiçek yine “seni seviyorum” der. su, yine “ben de” der. çiçek, sabırlıdır. bekler, bekler, bekler…

artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya “seni seviyorum.” der.

su da ona “söyledim ya ben de seni seviyorum.” der ve gün gelir çiçek yataklara düşer. hastalanmıştır çiçek artık. rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. yataklardadır artık çiçek. su da başında bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine…

bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki; “seni ben, gerçekten seviyorum.” çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye… doktor gelir ve muayene eder çiçeği. sonra şöyle der doktor: “hastanın durumu ümitsiz artık elimizden birşey gelmez.”

su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye ve sorar doktora. doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki: “çiçeğin bir hastalığı yok dostum… bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için” der.

ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece “seni seviyorum” demek yetmemektedir.

çİçEKLER ne diyor?

Pts/Tem/2007

begonvil.jpg

Sevginizin yolunu anlatmanın en saf yolu belkide bir çiçekten geçiyordur…

ZAMBAK:eğer sevdiğinizin kalbini kırdıysanız özür için iyi bir seçim olacaktır.Ayrıca stresli olduğunuzda ve zor zamanlarınızda rahatlatıcı bir etkisi vardır…

KARANFİL:Genelde bir kadının sevgisini simgeler.Bu yüzden annenize ya da bayan arkadaşınıza göndermeniz için iyi bir seçimdir.Pembe karanfil ‘beni unutma’ demek için iyi bir tercih olacaktır.Kırmızı ise aşk acısını dile getirir..Ayrılığı anlatmak için ise kırçıllı karanfil iyi seçim olacaktır..

AYÇİÇEĞİ:Çinde uzun ömrü çağrıştırırken genelde sadakati simgeler.Çünkü güneş hergün sadık olarak yeniden doğar yani geri döner.

GÜLLER:Kırmızı gül bilindiği gibi tutkuyu ve aşkı simgeliyor.Beyaz gül ise saf ve masum aşkı anlatır.Beyaz gülün karşılıksız bir aşkı tarif ettiği de söylenir.Sarı gül mutluluğu,eğlenceyi simgeler.Bir yandan da gelip geçiciliği simgeler.Eğer bir aşkı bitirmek istiyorsanız sarı gül sizin yerinize anlatacaktır… Pembe gül ise genelde dostluğu simgeler.